“Kerbela, Adalet Uğruna Bedel Ödemeyi Göze Alanların Ortak Vicdanıdır”

Mehmet Mustafa Gürban, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Hz. Hüseyin’in Kerbela’da ortaya koyduğu asil duruş; zulme karşı sessiz kalmamanın, hakikati makam ve menfaat uğruna terk etmemenin en çarpıcı örneğidir. O duruş, salt bir tarihî hadise olarak değil, bugünün dünyasında da hâlâ yol gösterici bir vicdan pusulası olarak değerlendirilmelidir.”

“Toplumsal Barışın Temeli, Adalet ve Ahlaki Sorumluluktur”

Gürban, yaşanan sosyal ve siyasal sorunların çözümünün, Kerbela’dan alınacak evrensel mesajlarla mümkün olacağını ifade ederek şöyle konuştu:
“Bugün ülkemizde adaletin yara aldığı, toplumsal güvenin zedelendiği bir atmosferde, Hz. Hüseyin’in mirası bizlere hem kişisel hem de kamusal ahlakın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermektedir. Muharrem Ayı; yalnızca yas tutmak değil, yanlışın karşısında durma iradesi göstermektir.”

Gaziantep’in tarih boyunca mücadele ruhunu ve insan onuruna bağlılığını muhafaza ettiğini vurgulayan Gürban, “Bu topraklar, hakka sadakatin ve toplumsal dayanışmanın merkezlerinden biri olmuştur. Kerbela’nın mesajı, Gaziantep’in köklü vicdanında her zaman karşılık bulmuştur” dedi.

“Muharrem Ayı, Hakkaniyetin ve Vicdanın Yüzleşme Çağrısıdır”

Açıklamasının sonunda siyasetçilerin ve karar alıcıların da bu ayın ruhunu derinlemesine idrak etmesi gerektiğini belirten Gürban, şu sözlerle açıklamasını tamamladı:
“Muharrem Ayı’nın Gaziantep’imize, aziz milletimize ve tüm insanlığa feraset, adalet ve huzur getirmesini temenni ediyorum. Hz. Hüseyin Efendimiz başta olmak üzere Kerbela’da şehadetle yücelen tüm mazlumları rahmet ve minnetle anıyor; bu mübarek ayın, hakikatin ışığında bir toplumsal uyanışa vesile olmasını diliyorum.”