Yerli ve Milli Parti Elazığ İl Başkanı İsmail Hakkı Çevik, son yıllarda Türkiye’de inançlar üzerinden yürütülen tartışmaların insanların manevi dünyasını zedelediğini belirterek, “Bir taraf başörtüsünü tartışıyor, öbür taraf inançlı kesimi yaftalıyor. İnsanları rencide eden bu dil, toplumda derin yaralar açıyor.” dedi. Çevik, bu tartışmaların aile içi travmaları ve sosyal yıkımı görünmez kıldığını vurguladı.

“AİLELER ÇÖKÜYOR, TRAVMA BÜYÜYOR, CANLAR YANIYOR”

Çevik, Türkiye’nin gerçek gündeminin yoksulluk, aile içi çöküşler ve artan şiddet olduğunu belirterek, “Aileler yıkılıyor, insanlar travmalar geçiriyor, ekonomik sıkıntı cinnete dönüşüyor. Her gün canlar yanıyor. Bu kadar büyük bir yıkım varken toplumun önüne yapay gerilimler konuluyor.” ifadelerini kullandı.

NAFAKA VE MÜLK PAYLAŞIMI: “UCUBE BİR DÜZEN OLUŞMUŞ DURUMDA”

Deşifredeki görüşlerini özetleyen Çevik, nafaka ve mal rejimi/ paylaşımı düzenlemelerinin toplumda ciddi adaletsizliklere yol açtığını söyledi:
“ ABD de, en zenginler, zengin erkeklerle evlenip, sonra bir ufak hatalar yüzünden hem tazminat, hem malın bölüşülmesiyle zengin olanların kadınlar olduğu ve çok az da bu şekilde erkeklerin bu yolu istismar ettikleri bilinen bir durum..Bu evlik değil, kişilerin mala mülke dönük bir hukuka uydurulan tek taraflı bir nikah hilesiyle başkalarının malına ipotek koymak anlamına gelmekte..Ayrıca boşananların nafaka ödemesi de ölene kadar olması yüzünden, artık evlilik düşünenler çalışan biri veya malı olan biri ile eşit denk getirirse evlenmesi belki mümkün, mantığını getirmesi , çalışmayanların evleneme yeceği anlamınada geleceği, ya da malı olmayan boşananın hiçbir ticari faaliyette bulunmasa ve sermayesi karşı taraftan olan bir mal varlığının geliştirilmesiyle boşananın karlı olması mümkün diye, bu defa ancak nikahsız yaşamalara götüren bir sosyal hukuksal dramlar yumağı, elbette nufusun da azalmasına neden olmaktadır..
Bu anlamsız mal , nafaka rejimi başta akıllarına gelmeyenlerin, boşanmakla karşı karşıya kalınca bazı olumsuz dramlar yaşandığı, çocukların bu durumda travmaya maruz kaldığı bir hakikat.. Cahilce düşünmeden açıkça konuşulmadan bu gibi durumlar sonuçta aile facialarına da dönüşmekte..Tabii ki aile faciaları hepsi ekonomik değilse de, büyük oranda ekonomik oldjğu anlaşılıyor.. Bir aile dağıldığında bazen hem mali, hem psiko- sosyal açıdan birçok problem mevcut..  İnsan bir ömür çalışıp kazanmasının bölününce çökmesi, psiko - sosyal yıkımlar Kadın için de erkek için de geçerli olabilmekte..Şu anki düzen hem ekonomik hem psikolojik bakımdan insanları çıkmaza sokuyor. Toplumu cinnet noktasına getiren de bu adaletsizliklerdir.”

“EVLİLİĞİ KOLAYLAŞTIRMAK, BOŞANMADA KÖR NOKTALARI TEMİZLEMEK ZORUNDAYIZ”

Çevik, aile kurumunun güçlendirilmesi için hem evliliğin hem de boşanmanın daha adil ve makul ve zorlaştırmadan bir zemine oturtulması gerektiğini belirtti.
“Evliliği kolaylaştıracağız, boşanmada insanları felakete sürükleyen handikapları kaldıracağız. Bir insanı ömrü boyunca nafakaya bağlamak ya da malını yarıya bölüp hayatını alt üst etmek çözüm değildir. Aileyi korumanın yolu iki tarafı da incitmeyecek adaletli sistemlerden geçer..Ama burada, özellikle çoğu zaman kadınlarımızın çalışmadıklarını göz önüne alarak, en azından 25 yıl evli kalmayı taahhüt eden bir çabaya hazır kadınlarımıza erkeğin, maaşının yarısı bir maaş bağlanmalı ve boşanma durumunda bu maaşla sigortadan emekli olabilmeli, 25 yıl evli kalan ise, kocası işveren gibi, sigortasını yatıran kadınlarımızın emekli olmasını da sağlamak zor değil..İleride zaten öyle görünüyor ki, kadın erkek hepsi çalışacak gibi, aksi halde geçim mümkün görülmemekte” diyerekte, bir de çözüm önerisi getirdi..

“TOPLUMDA ZORLA GERİLİM ÜRETEN BİR SİYASET DİLİ VAR”

Çevik, Türkiye’de siyasetin her alanda gerilim üretme üzerine kurulduğunu ifade ederek, “Toplumun üzerinde çalışılması gereken konulardan kimse konuşmuyor. Herkesin derdi, patron ihaleci siyasetçi tipine karşı artık nefret duyduğu ve  özenilen siyasi- işini bilen patron ,mütahit örneklerini filimlerden ilhamla ‘iktidar olayım, güç bende olsun, şöhret ben olayım, diyen üç beş kuruş oradan buradan tırtıklamış kesim, hastalıklı, bencil, toplumdan uzak, kafa yormayan, kifayetsiz tipler olarak işgal ettiği bu alanda, faziletli ve liyakatli kimselerin siyaset yapmasına da imkan vermemektedir, çünkü hiçbir kırmızı çizgi dahi bırakılmadığı görünüyor..Tabii ki bu hal  toplumu güvensiz, ümitsiz bırakmakta.. Yani siyaset yapmayı kulüp başkanlığı gibi gören bir anlayış, toplumun gerçek sorunlarını görmezden geliyor, zaten kifayetsiz, olacağı bu” dedi.

“BİZİM ÖNCELİĞİMİZ TOPLUMU RAHATLATABİLECEK DÜZENİ KURMAKTIR”

Açıklamasını tamamlayan Çevik, Yerli ve Milli Parti olarak amaçlarının toplumda gerilim üreten tüm unsurları azaltmak olduğunu belirtti:
“Toplumda biriken öfkeyi, kırgınlığı, ekonomik sıkıntıyı ve aile yıkımlarını görmeden siyaset yapılmaz. Bizim önceliğimiz, insanların adaletli bir düzende huzur içinde yaşayabileceği sistemi kurmaktır. Siyaset makamı şöhret değil, sorumluluktur. İşte bu nedenle işimiz kolay görülmüyor..Fakat bu gidişata dur demezsek, ülkemizin topraklarını kaybetmeye gerek yok, umursamaz felsefe, toplumu tamamen dönüştürebilir ki, post modern bir darbenin yağdan kıl çeker gibi değiştirip, kolay yönetme yolu da budur..Çok geçmeden bu ciddi meselelere el atılmalıdır ” diye konuşmasını tamamladı..